Mis Kokular Sevgili Okuyucularım, Serüvenimde Yanımda Olduğunuz için Çok Teşekkür Ederim! Bon Appetit!
RSS

18 Ağustos 2012

Allahımm Sana Geliyorummmm!!!


En sevdiğim bayram olan Şeker Bayramı geldi de çattııııı.. Böyle hayat sanki Hansel ve Gratel'in eviymişçesine gibi geliyor. Bu bayram ne yapacağımı siz tahmin edinnnnn? Evet! Sevgili okuyucularım ben yine ayıptır söylemesi köpecikler gibi çalışıyor olacağım. HA HA HA! Harika bir yaşantım var! Çok açık itiraf ediyorum; bu iş akıllı insanın yapacağı iş değil. Bir kere sosyal yaşantı sıfır demiştim. Hayatınızdaki herkesin aşırı anlayışlı olması gerekiyor. Mesela geçenlerde iftar'a davetliydik. Göya ben bitirebilecektim.Kendime de gayet inanıyordum. 13 saat hiç oturmadan ama lafta değil yani gerçekten çalıştım! ve bu saat kavramında hiç abartı yok. Çalışırken iftara gitme planlarımız iftar sonrası çaya gitmeye döndü. Sonra bilin ben ne yaptım?! 20 kişilik pastayı yanlışlıkla 10 kişilik yapmışım!! Hobaaaaa!!! Ağlar mısın ağlatır mısın?! O kadar emindim ki oysa ki 10 kişilik olduğuna! Hadiiii tekrardan pastayı yaptım. Öyle üşenmek falan yok bu işte bacılar ağabeylerrr.. İşim sabah 9da başladı ve gece 12de bitti. Tabi ne fitar kaldııı ne çay ne muhabbet. Üstüne birde darılganlıklar oldu.  Buyrun burdan yakın şimdi. Demek istediğim şey, sevgiliniz varsa- ki olması bu işte biraz zor- aşırı anlayışlı olmak zorunda. Evliyseniz şans sizden yana diyebilirim. Öyle istenilen her zaman göremiyorsunuz. Arkadaşlar bir süre sonra sizi bir yere davet etmemeye başlıyorlar. Mesela ben, davet edildiğimde; canım yaaa yarına pasta var onu yapmam lazım demek zorunda kalıyorum. O yüzden bazen kalabalık ortamlara girdiğimde, şanslıysam, aaa böyle bir dünya vardı di mi? diye şaşkınca etrafıma bakıyorum. O sesler nasıl kulağıma senfoni gibi geliyor bilemezsiniz. Şu an da dünya yıkılmış birbirine girmiş veya atom bombası bir yerlerde patlamış olabilir. İnanın haberim yok! Ne gazete okuyabiliyorum ne haber seyredebiliyorum. Çokta meraklı değilim ama hiç değilse birşeylerden insanın haberi olur değil mi ya? :)) Bazen atölyede şöyle nara atıyorum; "Allahımmmm sanaaa geliyorummmmm!!!" Artık kimse verdiğim tepkilere aldırış etmiyor :) Bazen öyle yorucu oluyor ki, gözününüzün feri sönüyor, napıyorum leyn burda diyebiliyorsunuz kendi kendinize sonra beyniniz patlayacak gibi olabiliyor, daha sonra binbir sorunla karşılaşabiliyorsunuz, ama şöyle bir şey var ki; pastanızı biri yiyip gülümsediğinde - inanın o bir saniye herşeye değiyor. Hani oyuncular oyunlarını sergiledikten sonra perde kapanmadan selam verirler ve bütün salon kalkıp alkışlar ya..o an hissedilen duyguyla aynı işte.. Beni alkışlayan herkesi aynı ölçüde alkışlıyorum. Sizler sevgili okuyucularım, benim en büyük şahitlerimsiniz bu serüvenimde.. Kocaman bir imparatorluk kurmak kolay değil dostlar :) Fazla uçma kızım dyorsunuz biliyorum :) Ama en başa dönün ve okuyun lütfen.. Bugün Akşam gazetesinde ana sayfa'ya ve iç sayfada da tam sayfa olarak çıktım. Bür düşünün sevgili okuyucularım.. İmkansız diye bir şey var mı?.. Hadi dönünün en başa tekrar okuyun. O mutfakta fırınları bozan, mikseri bozulan, panikleyen macaron yapamayan kızı göreceksiniz o satırlarda.. Perikles'in dediği gibi; " Kalkın artık millet, küçük şeylerin üzerinde yeterince oturduk."

Hepinize Şeker tadında bir Bayram diliyorum..

Bon appetit!

10 Ağustos 2012

Taşan Su Sürahisi ve Multifonksiyonel Mutfak Robotu



Sevgili okuyucularım, Derbeder bir savruluşun bana getirdikleri dışında tırnakların son durumu fena! Saç diplerim çıkmış durumda! Kaş bıyık derseniz hiiiçç sormayın derim! :) Erenköyde açtığım Ada Bistrou'yu hayırlısıyla kapattım. Sahi yemek yapmak benim neyim bacılar, analar, dayılarrrr!! :)) Evde güzel yemek yapmaya benzemiyor ki bir cafe işletmek hatta yemeklerini yapmak.. Bende kolları sıvadım Ya Allah! diyerek kendi alanımda sevimli mi sevimli aşırı enerji yüklü bir pastane açtım! Pasta Canavarı Pastanesiiiiiii.. Eveeeetttt! Doğru duydunuz! Nasıl ya di mi?! :)) Heheyyytt! Korkaklar, hasetler ve gözü değenler çatlasın anacığımm!! Ben bileğimin hakkıyla buraya geldim. Ne baba parası ne koca parası yedim! Sıfırdan bir imparatorluk inşa ediyorum. Kolay mı? Offff.. Ölümüne kanayan yaralarla, büyük anti-sosyallikle, Depresyonik gecelerle geçiyor hayatım diyebiliriz. Böyle bazen kendi kendimi gaza getirme yöntemleri deniyorum, evet! İnanır mısınız, zor hatta inanılmaz derecede zor ama her sabah kalktığımda içimde öyle bir ümit ve öyle bir hayat dolu hissediyorum ki.Bedenim çökse bile beynim ve ellerim bir şekilde çalışıyor..Beni başından beri takip eden çok sevgili okuyucularım bilirler ki, A noktasından B noktasına geldim ben. Hep dedim ki, eğer bir şeyi gerçekten isterseniz ona ulaşabilirsiniz. Bu her ne olursa olsun. Herşey ilk olarak istemekle başlıyor. Size inanmasalar bile unutmayın; inanmayanlar asla inananları durdurmadı!.. Amatörce başladığım Pastacılık serüvenimde artık profesyönel bir mutfak faresi oldum. Hatta kuzenim Serra'nın deyimiyle multifonksiyonel mutfak robotu demek aslında çok daha doğru diyebilirim. Başardım yahu! Bundan daha kısa ve öz ne diyebilirim bilmiyorum. Size hayatta mucizelerin gerçekleşebileceğini göstermeye çalışıyorum her fırsatta. Öyle ağır anlar yaşadım ki, size buradan anlatamayacağım, öyle yalnız hissettim ki kendimi bu yolda, kelimeler kifayetsiz kalır. Bana kimse yardım etmedi. Kimse bana yol göstermedi. Yalvardığım zamanlar oldu. Her seferinde elim bomboş duvara bakarken buldum kendimi. Sonra Vivaldi'mi açtım klasik olarak, gözlerimi kapadım ve hayal ettim. Şimdi bakıyorum, hayal ettiğim her noktadan geçmişim. "Aaaa imkansız" diye bir şey olmamış hiç! Bu arada içimden yardım etmeyip düşene birde sen vur mottosunu güden sevgili vatandaşlara sessiz küfür ettiğimi duydunuz mu? :)))) Çok ayıp banaaaa!! :))) Yargılamayın beni lütfen. Sizinde başınıza gelmiştir elbet veya gözlerinizi kısıp içinizden ver Allah ver diye yağdırmışsınızdır. En azından desarj olma yöntemi diyelim. Şimdi düşünüyorum da, Einstein babanın dediği gibi, iyi ki de yardım etmemişler çünkü şu anda her ne isem, ne yaptıysam ve nereye geldiysem sadece kendim yaptım! Bununla da gurur duyuyorum. Bize küçüklüğümüzden beri isyan etmenin çok kötü bir şey olduğu öğretildi. Evet! Bu sınıra geldim bende. Aksini söylersem yalan söylemiş olurum. Hoş hangimizin hayatı mükemmel ki.. Hangimiz gelecek hakkında düşünürken paniklemiyoruz ki. Şu anda kabullenmiş olsam da herşeyi, bunları yaşadığımı size inkar edemem. Çünkü sevgili okuyucularım, hakkaten ağladım, zırladım, bağırdım, çağırdım ve öyle bir haykırdım ki dünya sağır oldu be! Ama gel görelimm başardımmmm!!! Bu da şüphe duyanlara kapak olsun! :) Şu anda sosyal mecrada 7000'e yakın takipçim var. Hiç fena değil. Hoşşşş.. Ramazanda iştah açıcı tatlı resimleri koymamdan dolayı biraz tepki alsamda, Dostlar; koymak zorundayım napimmm!! Para kazanmam lazım, hayatımı idame ettirmem lazım! Eğer satış yapamazsam yaptığım şeylerin ne anlamı kalır. Eğer bu yüzden bana birazcık olsun negatif bir şey besliyorsanız, gönülden özürler özürler özürlerrrrr.. Ben sizi anlıyorum da, kurban olayım siz de beni anlayın! :)
Eğer kendinize inanırsanız, ama böyle şüphe duymadan, bir an gelecek ve bütün dünya sizin istediğiniz gibi şekillenek. Mükemmel olmak zorunda değilsiniz. Hiçbirimiz değiliz. Ben öyle miyim? Hayırrrrr.. Ama şunu unutmayın, biz bütün herşeyimizle, eksikliklerimizle, saçmalıklarımızla ya da hatalarımızla mükemmel canlılarız. Mükemmeliği kusursuzluk değil de kusurlarımız oluşturuyor. Bana mail atan veya mesaj atan güzel insanlara söylediğim gibi; lütfen yılmayın ve kimsenin sizi yıldırmasına göz yummayın!.. Hayat bir çırpıda geçiyor. Bir şeyi başarmak kolay değil. Kim kolay dedi ki zaten. Alın işte benim son günlerdeki durum özetim; saç baş dağılmış, ayakta durmak için yemek yiyen, vitamin bombardımanı yaşarken fiziksel olarak çöküş yaşamam, uykusuzluk gibi bilimum şeyler yaşıyorum. Bunların yanında yardım için el uzattığım herkesten ret yememde cabası. Peki ben neredeyim şu anda?! Hayata inat, herşeye inat açtım yahu Pastanemi!! Yaptım!  Biraz fazla bıdı bıdı yaptım biliyorum ama 2-3 haftadır özellikle neredeyse hiç uyumama ve aşırı strese verin lütfen. Birde tabi yaşadığım herşeye ve hayatımdan çıkardığım bir sürü gereksiz insana. Ayrıca vefasızlara ve nankörlere verin.. Affınıza sığınıyorum şimdilik. Size söz bundan sonraki yazılarım böyle taşan su sürahisi gibi olmayacak! :) Sevgili okuyucularım, size anlatmak istediğim şey; oturun bir masaya, yazın çizin hesaplayın herşeyi.. Sonra bodozlama dalın ne yapmak istiyorsanız. Bırakın inanmasınlar, bırakın yanınızda kimse olmasın, bırakın hayat üstünüze gelsin. Eğer siz inanırsanız, göreceksiniz dünya değişecek. Önemli olan o adımı atmak. Zorlukları da ehhhhh hadi be diyip elinizin tersiyle itin. Ben öyle yaptım işe yarıyor! :)

Bu Arada 15 Eylülde 11:20de MSA-Mutfak Sanatları akedemisinin Tanışma Günlerinde yer alacağım. Profesyonel anlamda pastacılık eğitimi almak veya bilgilenmek isteyen herkesi bekliyorum oraya.. 

Kendinizi sevin ve inancınızı yitirmeyin..Haydi breeee!..

Bon Appetit!


Bu sitede yayınlanan herşey © Copyright'ı Duygu Tuğcu'ya aittir.İçerik izinsiz kullanılamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.